Kardeş çatışmaları çoğu zaman normaldir ve yaşanması beklenir. Peki, bu durumu önlemek mümkün mü? En doğru yaklaşım nedir? Anne ve babaların tutumu ne olmalıdır? İşte tüm bu sorulara yanıt olabilecek nitelikte bir makale…
Kardeşler Arası İlişkilerde Anne Baba Tutumları Nasıl Olmalıdır?
Çocuklar anne babaların en kıymetli varlıklarıdır. Onları ellerinden gelen en iyi şekilde yetiştirmek isterler. Birden fazla çocuğu olan ailelerde, çocuklar arası rekabet kaçınılmazdır. Peki bu durumda her çocuğa eşit imkanlar sağlanabilecek midir ya da her çocuğa eşit imkanlar mı sağlanmalıdır?
Çocuk sahibi olmak her ailenin en temel arzularından biridir. Bu nedenle ilk çocuk eve büyük bir heyecan getirir. Aynı heyecanı ikinci, üçüncü kez ya da daha fazla yaşamak isteyen ailelerin kafalarını kurcalayan ilk şeylerden biri kardeşler arasındaki rekabettir.
Birçok anne baba kendi kardeş ilişkileri üzerinden çocuklarının ilişkileri üzerine fazlaca kafa yorar. Örneğin kendi kardeş ilişkileri kötü olan bir baba çocuklarının arasındaki ilişki iyi olsun diye çocuklarının ilişkilerinin doğasını düşünmeden gelişigüzel müdahalelerde bulunabilir. Bu durum, ilişkiye kalite getirmeyeceği gibi kopuşun da habercisidir.
Buradan hareketle kardeşler arasındaki mücadeleyi iyi anlamamız gerekir. Mücadele gereklidir fakat mücadele esnasında yaşanabilecek olası çatışmalar ve şiddet kontrol altında tutulmalıdır.
Kardeş rekabeti birden fazla çocuğun olduğu her yerde vardır. Bu rekabetin dozajı aileden aileye değişir. Rekabet aslında o kadar doğaldır ki bu dünyada en değer verdiği, en sevdiği ve en muhtaç olduğu anne ve babayı paylaşmak takdir edersiniz ki o kadar da kolay değildir. Sonuçta rekabet edilen şey o kadar değerlidir ki bazen bu değerli şeyi kazanmak için dozaj artabilir. Ve bu artış kontrol dışında gelişebilir.
Peki, bu rekabet önlemek mümkün mü?
Tabi ki hayır! Bu onların gelişimi için gereklidir. Aileyi dışarıdaki sosyal hayat için staj yapılan bir şirket gibi düşünün. Çocuk birlikte yaşamayı, istediğini doğru yollarla almayı, mücadele etmeyi, paylaşmayı, kazanmayı, kaybetmeyi evdeki bu ilişki ağında öğrenir ve büyüdükçe sosyal hayatına taşır.
Peki, bu rekabeti önlemek gerekir mi?
Asla! Bu rekabet yukarıda bahsettiğimiz gibi çocukların gelişimi için önemlidir. Fakat rekabeti kontrol altında tutmak gerekir. Burada dikkate alacağımız temel ölçü çocuklarınıza “eşit değil adil davranın!” olmalıdır.
Eşit değil adil davranmak ne demek?
Kardeş ilişkilerinde ihtiyaç ve gereksinimler çocukların yaşlarına, çocuk sayısına, çocuklarla geçirilen zamana, çocukların cinsiyetine, yaşanan duruma göre değişebilir. Hal öyle olunca tüm bu değişkenleri dikkate almadan her şeyi ortadan ikiye bölmek yani eşit davranmak doğru olmayabilir. Bu nedenle yukarıdaki değişkenleri dikkate alarak hak ve ihtiyaç temelli düşünerek adaleti sağlamak gerekir.
Bu durumu bir örnekle açıklarsak; örneğin sevgi ihtiyacı tüm çocukların ortak ihtiyacıdır. Biz anne babalar çocuklarımıza sevgimizi farklı yollarla gösteririz. Bu noktada aynı sevgiyi iki çocuğumuz için aynı şekilde göstermemize rağmen yani eşit davranmamıza rağmen çocuklarımızdan biri bundan memnun olmayabilir. Bu durumun oluşması bizi şaşırtabilir. Burada adil davranmak, öncelikle çocuklarınızın sevgi dilini bilmektir. Bir çocuğunuz dokunsaldır ve sarıp sarmalanarak sevildiğini hissederken diğer çocuğunuz ise daha çok doğru sözel ifadelerle sevildiğini hissedebilir. Bu örnekte adaleti sağlamak; ihtiyacı, her bir çocuk için doğru yollarla sağlamaktır.
Adil davranmanın diğer bir ölçütü ise her bir çocuğa birer birey olarak davranmaktır. Kardeş olsalar da iki çocuk birbirinin tıpatıp aynısı değildir. Bu durumda her şeyi bireyselleştirmek gerekir. Her biri için bireyselleştirilmiş sevgi, disiplin, eleştiri ve övgü yaklaşımına gereksinim vardır. Aynı yukarıdaki örnekte olduğu gibi.
Çocuklarınızın birbirlerinden farklılıklarını onlara hissettirmeniz gerekir. Bunu yaparken de karşılaştırma ve değerlendirme yapmaksızın doğru yolları kullandığınızda, hem çocuklar birbirinden farklı bireyler olduğunu anlayacaklar hem de farklı yaklaşımınızın onların farklı bireyler olduğundan kaynaklandığını anlamaları kolaylaşacaktır.
Bazı durumlar vardır ki o durumlar her çocuğun ihtiyacıdır. Ve bu ihtiyaçlar doğru karşılandığında zaten kardeşler arasında rekabet hep doğru dozajda devam edecektir. Kardeşler arasında kıskançlık olmasın diye sürü halinde faaliyetlerin doğru olduğuna inanırız. Oysa ki bu durum birlikte yaşamayı öğrenmek, aile olmak gibi ihtiyaçlar için gerekli olsa da kıskançlığı önlemek için yeterli değildir.
Bunun için her çocuğunuza ayrı zaman ayırın. Sadece ona özel, onu dinleyebileceğiniz, onu dikkate alabileceğiniz bir zaman dilimi. Bu sayede hem çocuğunuzun gelişimini yakından takip edebilme fırsatı yakalarken hem de temel ihtiyaçlarını anlama şansı bulursunuz. İhtiyaçları anne ve babası tarafından doğru zamanda, doğru mekanda ve doğru yollarla karşılanmış çocuk, kardeşi ile rekabette her zaman doğru dozajda kalır. Çünkü istediğini aldığından, zarar verici bir mücadeleye ihtiyacı olmaz. Sonraki süreçte birlikte harekete dönük faaliyetler, aile içi ilişkilere kalite kazandırması açısından daha yerinde olur.
Ne kadar sevdiğimiz insanlarla bir arada olmak istesek de, birlikte yaşamak farklı bir durumdur. Birlikte yaşamının getirdiği geçinme ve paylaşma gibi olası çatışmaları kutsallaştırmamak gerekir. Yani kardeşler arasında geçekleşen her çatışma, kardeş kıskançlığının ürünü değildir. Yaşanan bu durum eşler arasında da olabilir. Örneğin sabah biri okula diğeri antrenmana geç kalmış iki kardeşin banyoyu kullanmak için çatışmaya girmesi salt kardeş kıskançlığı değildir. Ama birçok anne baba böyle durumları kardeş kıskançlığı olarak niteleyebilmektedir. Doğal olarak bazen anne babalar kardeş kıskançlığını kendi elleri ile yaratabilir ve adını koyabilir. Çocuklar da anne ve babasının çizdiği bu rolü oynayabilir.
Her şey paylaşılmaz! Kardeş kıskançlığının olmaması demek her şeyi paylaşmak demek değildir. Bu nedenle anne babalar paylaşılması gereken şeylerle paylaşılması gerekmeyen şeyleri ayırt etmelidir. Örneğin eve alınan bilgisayar ortak kullanılabilir yani paylaşılabilir ama kardeşlerden birine ait olan MP3 çalar paylaşılmayabilir. Alınabilir ve ulaşılabilir şeylerin kişiye ait olması, aidiyet duygusunu geliştirir.
Sonuç olarak, çocuklarınızın potansiyellerinin ve gelişim hızlarının farkında olarak, yaşına ve özelliklerine göre temel ihtiyaçları olan takdir ve onay, sevgi, değerli hissetme gibi ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamalısınız. Ama şunu unutmayın ki, ne kadar eşit ve adil olursanız olun bu ihtiyaçlardan doğan kardeşler arasındaki rekabeti tamamen bitirmeniz mümkün değildir. Sadece bu rekabeti doğru dozajda tutmalısınız.
Yazar: Erhan Ağbaba