İkili ilişkilerle ve evliliklerle ilgili yaptığım çalışmalardan edindiğim sonucu anladığım şekilde sizlerle paylaşmak istedim. Çok basit birkaç şeyi yaparsak, ilişkilerin bitmesine neden olan olayların en az yarısının önüne geçebilir, daha sağlıklı, daha aşk dolu ve daha güvenli ilişkiler yaşayabiliriz.
Koçluk kavramı, ülkemizde birçok kişi tarafından yanlış ya da eksik anlaşıla bile, belirli bir süreçte o hedefe ulaşmanın en sağlam, en tatminkar, en güvenli, en az yoran, en çok verim alınan yolu bulmaya yardımcı olmaktadır. İlişki Koçluğunda da durum buna benzer bir süreci kapsar.
İlişkilerimizde genelde net düşünememekten yakınırız. İlişkilerimizin bize vermiş olduğu duygusal, sosyal, maddi ve manevi baskı ve kaygılar, şeffaf düşünmemizi engeller. Çoğu zaman duygularımızla mı mantığımızla mı karar alacağımızı bilemeyiz. Alınan her karar, karar alma sürecinde bizi yorar. Bu yorgunluk, haliyle ilişkimizin kalitesine yansır.
Acaba soruları, karar alma sürecimizde bizi değişik ruh hallerine sokar. Hiç olmadığı, olamayacağı halde beynimizde yüzlerce şüphe ve kaygı yaşarız. Bu şüpheler ve kaygılar eşimize ya da sevgilimize hak ettiği değeri vermemizi engeller; bazen haksız yere suçlar, saldırırız. Genelde sonucundan pişman olur, zamanı geri çevirmenin yollarını ararız.
Haliyle karşımızdaki kişi de bunu anlamak yerine, savunmaya geçip, haksızlık yapmaktan tutun da paranoyaklığa varıncaya kadar bir takım hak etmediğimiz suçlamalarla bize dönecek ve ne kendimizi anlatabilecek ne de karşımızdakini anlayabileceğiz. O bizi suçladı diye, kaygıların doğru olduğunu söyleyecek içimizdeki ses. Derken büyük bir çığı oluşturan ilk kartopunu tepeden yuvarlamış olacağız. Her metrede o kartopu ikiye katlanacak ve özenle ve uzun çabalarla yaptığımız o manzarası güzel dağ evimizi bir vuruşta altüst edecektir. Hadi evimizi çok sağlam yaptık diyelim, yine de birkaç cam kırıp, bahçeyi harap edip mutlak bir zarar verecektir.
Bu süreçte kafamızı fazla bulandırmadan, çok kolay bir şekilde doğru kararı alabilseydik, sevgilimize nasıl davranırdık? Ya da sevgilimiz bu şekilde davranırsa, bu ilişkiyi nasıl o uçurumun kenarından alıp, sapasağlam düzlüğe çıkarırız. Aşağıdaki yazdıklarımı yapmanız, işin sırrının en az yarısını teşkil eder.
En önemlisi, olaylara pozitif bakabilmeliyiz. Şüphe ve kaygı çok kötü ve kemirici duygulardır. Beynimiz aslında çok basit çalışır. Pozitif duygu ile negatif duygu bir arada asla olamaz. Bu bir cisimdeki elektrik yükü misalidir. Belki biraz daha karışık ama esas olay budur. Beynimizi negatiflikten kurtarmalıyız.
Negatif düşünceden kurtulduk mu, empatik bakabilmeyi öğrenmeliyiz. Empati kurduğumuz zaman karşımızdakini anlamamız daha kolaylaşır. Empatik bir şekilde dinleyip, analiz ettiğimizde daha mantıklı kararlar alabilecek, daha sağlam temeller atabileceğiz.
Bir karar alacağımızda, ya da sorgulayacağımızda, durup içinde bulunduğumuz ortama dışarıdan bir gözle bakmayı öğrenmeliyiz. Dışarıdan birisi olsa, mesela biz, olaya dışarıdan bakıyoruz ve bu olayı arkadaşımız yaşıyor. Ne düşünürdük? Nasıl davranmasını salık verirdik. Bu söylediklerimizi, kendimize söylediğimizde daha mantıklı karar alabileceğiz.
Daha mantıklı karar aldığımızda, karşımızdaki insana kötü davranmayacak, kartopunu tepeden yuvarlayıp, çığ olması için değil, karşımızdakine şaka niyetli atmış olacağız ve ilişkimize heyecan gelecek, çocukluk, saflık gelecek.
Son söz olarak; “Güven” öyle bir kelimedir ki; güvenirsen güvenilir olursun; güvenmezsen, güvenilmez.
Süleyman Akay
Profesyonel İlişki Koçu
Bugün kendinize bir yatırım yapın yüz yüze eğitimden daha VERİMLİ online eğitimlerimiz ve Potansiyelim ailesi ile tanışın.
Potansiyelim Online Eğitim olarak, Ülkemizin ilk Online Eğitim kurumuyuz. Tam 10 yıldır yüksek kaliteli eğitimler veriyoruz.Eğitmenlerimiz alanlarında en az 5 yıllık tecrübeye sahiptir.Online eğitim sektöründe emsali olmayan uygulama çalışmaları ve etkileşimli dersler ile eğitimleri en iyisinden almak ister misiniz?
Eğitim konu başlıkları, güncel tarih ve ücret için fotoğrafı tıklayınız.