Parkta, yaşlı adamın yanına istemeyerek oturdu. Başka boş yer yoktu çünkü. Yaşlı adama bakmamaya çalışıyordu. “Park bugün çok kalabalık.” dedi, yaşlı adam. Gülümseyerek genç adama döndü. Adam hafif bir gülümseme ile başını salladı sadece.
Yaşlı adam “Biliyor musun?” dedi “Koşuyorsun.”.
Genç adam şaşırarak yaşlı adama döndü. Aklından yaşlı adam deli veya bunamış diye geçirdi. Ama merak etmişti. “Nasıl yani?” dedi. Yaşlı adam başını sallayarak “Koşuyorsun tam şu anda.” dedi.
Eliyle adamın başını gösterdi ve “Ama bunu beden ile yapmıyorsun.” dedi. “Ruhun ve aklınla yapıyorsun”.
“Yo!” dedi genç adam “Öyle bir şey yapmıyorum”.
Yaşlı adam “Öyle sanıyorsun.” dedi. “Oturduğundan beri ayaklarını sallayıp duruyorsun.”. “Ellerini kütletip durdun.”. “Bir şeyleri yoğun şekilde düşünüp stres yaptığın belli”.
Genç adam biraz öfkeli bir şekilde “Bunu nereden bilebilirsin?” dedi. “Yoksa akıl mı okuyorsun?”.
Yaşlı adam genç adama bakarak “Hayır ben emekli bir psikiyatristim.” dedi. “Pek çok sorunlu insanla konuştum ve tedavi ettim.”. “Dış görünüşleri harika, ama iç dünyaları bir o kadar felaket insanlara yardım ettim.”.
Genç adam bir anda durulmuştu. “Peki” dedi “Koşmak ne demek?”.
“Akıl bir düşünce içinde boğuşurken koşar ve onu deli gibi sağa sola koşan bir canlıya benzetebiliriz”.
“Peki” dedi genç adam “Ne yapmak lazım?”?
Yaşlı adam bastonundan güç alarak hafifçe hareket etti: “Önce yavaşlamak sonra da durmak lazım.” dedi ve ekledi “Ama insanlar nasıl yapıldığını bilmez. Çoğu insanın en büyük sorunu aslında temelde budur. Çocukluklarından beri nasıl davranacakları öğretilen çocuklara, nasıl düşüncelerini kontrol edecekleri öğretilmez. Ama anne babanı suçlama onlar da bilmiyorlar. ”
“Tamam” dedi genç adam “Bu nasıl yapılır”?
“Çok kolay” dedi “İzleyerek. Bir düşünce geldiğinde onu izle, onun tam olarak farkında ol ve asla ona katılma“.
İşte toplam üç adım:
1-Düşünceyi izle
2-Farkında ol
3-Asla katılma.
“Bu bazen çok zor olabilir. Çünkü panik ve stres halinde olabiliriz. Kaygılarımızla boğuşuyor olabiliriz. Ama bu yöntem bu durumlarda bile işe yarayacaktır. Sadece pes etme yeter. Bu yöntemin tek işe yaramadığı an düşünceyi engellemeye veya yenmeye çalıştığın andır. Düşünceyi daha çok güçlendirirsin. Yanlış anlama düşünmek kötü değildir. Kötü olan kontrolünde olmamasıdır.”
Genç adam huzurla gülümsedi ve “Bu gerçekten harika.” dedi…
***
Evet hayatımızda en büyük yanılgımız düşüncelerimizin rastgele oluştuğu zihniyetidir. Düşüncelerimiz kontrol etmez ve yöneticinin kim olduğunu hatırlatmazsak bir süre sonra bize büyük sorunlar açar.
Yapılması gereken temelde basit ama alışkanlık haline getirmesi zaman alır. Bir gün baktığında huysuz öfkeli ve depresyondaki insanların temel sorunun bu olduğunu göreceksiniz.
1- Düşünceyi izlemek, farkındalık çalışmaları ile mümkündür. Farkındalığı anlamak için anın içinde olma mantığını anlamak gerekmektedir. Şimdinin içinde olmak ve onu algılamak çok önemlidir. Farkında olma eylemi ile düşünceyi bir izleyici olarak izlemeye başlarız. Düşünce sanki bize ait değilmiş gibi bu durumu yaşamak bizi kendimize yabancı hissettirebilir. Ama bu önemli bir durum değildir. Farkındalığın adımlarından biridir.
2- Düşüncenin farkında olmak, bu birinci adımın devamıdır. Tamamen farkında olma halidir. İnsan düşüncelerinden sıyrılıp uyanışa geçer ve bu adımda düşünceleri tamamen fark eder. Bir spontane gelişme olayı sonlanır. Düşünceler farkındalık arttıkça azalacaktır.
3- Asla katılma ve engellemeye çalışma. Düşünce siz ona katıldığınızda veya mücadele ettiğinizde varlığını sürdürebilir. Ama siz o düşünce ile ilgilenmez ve sadece izlerseniz kendiliğinden bitecektir.
(Alıntıdır)