Apartmana giren kedilerden rahatsız olan apartman yöneticisi binanın ilan panosuna astığı kağıda aynen şöyle yazar :
“Kapının kapatılmasına ve kedilerin içeri girmemesine dikkat edilmesi rica olunur.”
Yöneticinin hesap etmediği bir şey vardır; aynı apartmanda bir veterinerlik öğrencisinin oturuyor olması! Bina girişindeki “uyarı” notunu gören öğrenci hemen altına hem ahlaki hem de bilimsel bir manifesto niteliğinde aşağıdaki notu iliştirir :
“Köpek türü günümüzden 15.000 yıl önce, kedi türü ise 5.000 yıl önce insan tarafından kendi çıkarları için evcilleştirilmiştir. Köpeği avda kendisine yardım etsin, evi ve sürüyü korusun diye; kediyi iyi bir haşere ve fare avcısı olduğu için evcilleştirmişlerdir.
Bu nedenle bu iki hayvan türünün kendi yemeğini bulması ve zor hava şartlarına dayanması çok düşük bir ihtimaldir. Bu artık insanlığın görevidir. Bu nedenle hayvanları korumalı ve beslemeliyiz.
Bir kedinin veya köpeğin tekrar ormana dönüp eski vahşi yaşamındaki gibi avlanmasını bekleyemeyiz. Zaten insanoğlu ne bir orman ne de avlanacak hayvan bırakmıştır.
Bir kedinin günlük mama ihtiyacı 75 gramdır ve hava soğudukça daha da artmaktadır. Çünkü kediler vücutlarını ısıtabilmek için çok fazla kalori harcarlar.
Eğer yeterli besin alamazlarsa kendi vücutlarını ısıtamaz ve donarak ölürler. Bu nedenle üşüyen bir hayvanın apartmana girmesi ve çıkmak istememesi çok normaldir.
Sitemizin bahçesinde çok fazla kedi bulunmaktadır. İnsanoğlunun sebep olduklarını düzeltmek her insanın borcudur. Lütfen bu konularda hassas davranalım.
Lütfen bu konuda yardımcı olmasanız bile hayvan yardımına koşanlara engel olmayınız. Dünya sadece insan için yaratılmamıştır, unutmayınız.
Veteriner hekim öğrencisi. Daire 3.”
(Alıntıdır)