Bir danışanım, Betül hanım lütfen ergenler hakkında bir yazı yazın vallahi çok iyi olur demesi üzerine dedim ki şu ergenyusları tanımamızı sağlayacak bir yazı yazayım.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çoğumuz bir çocuk dünyaya getirmek için pek hevesliydik. Getirdik de tabi ki. Çocuk 10 yaşına gelinceye kadar iyi kötü idare ettik öyle değil mi? Fakat öyle bir dönem geldi çattı ki, sanki bizim daha dün iyi hoş güzel anlaştığımız çocuk Kafka’nın Dönüşüm öyküsündeki böceğe dönüşen Gregor Samsa oluverdi. Haaa diyeceksiniz ki Betül hanım Betül hanım sizin bebeler henüz ergen değil, daha siz durun durun nereden bileceksiniz. Elbette benim bebeler ergen değil ama şöyle bir gerçek var ki ben de bir insan olarak ergenyus dönemini geçirmiş bulunmaktayım. Çok iyi bilirim haddi zatında.
Neyse efenim, bir sabah uyandık bir baktık ki bizim bebe büyümüş, eli ayağı sağa sola çarpıyor, bir şey söylüyorsun anlamıyor, atar gider bin beş yüz, ya odasına kapanıyor ya da dışarıdan eve gelmiyor, her şeye muhalefet, bir de bir laf ezberlemiş ki ‘Siz beni anlamıyosuuuuunuuuuuuuuuuuuuz!’
Doğrudur anlamıyoruz. Haklısın yavrucağım. Çünkü bizim korteksimiz tamamlanmış durumda, mantığımız devrede, muhakeme gücümüz yerinde, geleceği düşünüp plan yapabiliyoruz, doğru kararlar veriyoruz, neyin doğru neyin yanlış olduğunu biliyoruz. Ama gel gör ki senin öyle değil yavrucuğum.
Peki nasıl? Efenim öncelikle şunu söylemeliyim ki, ergenlik sağlıklı şizofrenidir. Şizofreni lafı sizi ürkütmesin. Gerçekten ergen beyni şizofreni hastası bireyin beynine çok benzer. Bir kere muhakeme, mantık, plan yapma, karar verme, akılcı davranmasını sağlayan gri maddesi, üst korteks deyin, efenim frontal lobi deyin tam gelişmiş değil. Ergenlik beynin en büyük değişime uğradığı dönem. Hele bir de dopamin ve seratonin hormonları horon oynuyor ki sormayın. Çocuk nasıl dengeli davransın. Öyle kolay mı yahu? Annesi sana sesleniyorum. Sen regl olmadan önce de benzer sendromlar yaşıyorsun öyle değil mi? Çünkü beyin kimyan değişiyor. Her kadının beyni her regl döneminde değişime uğrar ve erkekler bunu bir türlü anlayamaz. Hah işte o dönemin uzun süreli hatta daha fena geçenini düşünün. Ergen bu çocuk ergen, o napsın. Hormonlar değişiyor, beyni değişiyor, fiziği değişiyor. Cinsel dürtüleri tavan, libidinal enerji coşmuş nereye akacağını bilmiyor. Napsın bu çocuk?
Bir de üstüne eğitim sistemi bu çocuğun üzerine gidiyor, ders çalış, sınava gir diyor. Yahu zaten beyin ergenlik döneminde odaklanma sorunu yaşıyor. Ders, mantık, matematik ohooo hak getire. Zaten çocuk ne yaşadığını bilmiyor bir de eğitim sistemi üzerine gidiyor. Ne yapacağız peki?
Bizim ebeveyn olarak önce kendi ergenliğimizi anlamamız gerekiyor. Bu çocuklar, hemcinsleri ile birlikte ve bazen de karşı cinsle cinsel deneyimler yaşıyorlar. Cinsel kimlik karmaşasına sürükleniyorlar çünkü libidinal enerjiyi okulla, dersle atamazlar. Spor ve sanatla kanalize edebilirler. Yaratıcılıkları ve yeteneklerini geliştirerek kendilerini rahatlatabilirler. Farkedersiniz ki kızlar daha bir erkek gibi, erkekler daha bir kız gibi davranabilirler ergenlik döneminde. Cinsel kimlik arayışı döneminde bu normal. Ama biz anne babalar sanki hiç o dönemden geçmemişiz gibi ha bire baskı kuruyor, ha bire kaygılara kapılıyor, ha bire kavga ediyoruz. Burası çıkmaz sokak baylar ve bayanlar. Çıkamayız buradan, işe yaramaz bunlar. Eğitim sistemimizin hiç ama hiç önem vermediği sanat ve spor alanlarına yöneltmemiz lazım çocukları. Ve tabi ki yeniden bağlanma ve güven oluşturma dönemi olan bu dönemde bir yaşam koçlarının olması ya da katıldıkları aktiviteleri yöneten hocalarına bağlanmaları onlar için çok sağlıklı olacaktır.
En önemlisi de geçirdikleri süreci, psikolojik ve biyolojik olarak açıklayacak birilerine başvurmaları gerekir. Yoksa travma üstüne travma yaşayabilirler. Mastürbasyon, libidinal enerji, hormonlar, cinsel kimlik psikolojisi hakkında bir uzmandan destek almaları kendilerini tanımaları gerekir. Bu dönemde oldukça doğal olan, kendilerini keşfetmelerini sağlayan mastürbasyon bile biz ebeveynler için kabus konusu olurken bu çocuk bunu elbette internet sitelerinden ya da dışarıdan öğrenecek ve onu da travmatik bir şekilde deneyimleyecektir. 0-3 yaştan sonra en önemli dönemdir 12-18 yaş dönemi. Her anne babanın birinci vazifesi bir uzmandan destek almaktır. Öbür türlü, yanlış cinsel deneyimler yüzünden ömür boyu suçluluk duyacaklar ve bunun da bedelini en ağır şekilde kendi kendilerine ödeteceklerdir.
Kavga etmek, bağırmak çağırmak, çatışmaya girmek, inatlaşmak, baskı kurmak bir ergenyusta işe yaramaz. Onlar insanlığın ara geçiş formudur. Tabiri caizse adem olmak üzere yola çıkmışlardır. Korteks gelişmektedir. Kadınlarda beyin gelişimi 21 erkeklerde 26 yaşında tamamlanır. Öyle kolay mı bu süreçleri geçirmek. Bu dönemde her ergenyus, kendini anlamaya, anlaşılmaya, sevilmeye ve kapsanmaya ihtiyacı var. En önemlisi de spora ve sanata ihtiyaçları var. Müzik olur, zumba olur, futbol olur, yoga olur, karate olur, olur da olur. Önemli olan beyni odaklanmaya alıştırmak ve terletici sporlar yapmak. Böylelikle cinsel dürtülerinden hasıl olan enerji akacak bir yol bulur. Ve orgazm halinde yaşanan kimyasal olay bu etkinliklerde yaşanır. Ergenyuslar bu dönemde libidinal enerjilerini sağlıklı bir şekilde akıttıkları için de yanlış ilişkilere sürüklenmezler. Anne ve babalar çocuklarından duygusal ve fiziksel olarak uzaklaşarak, aralarına soğukluk sokarak çok daha zararlı davranışlar sergileyebilirler. Hele bir de babaların zaten çocuk bakımına katılmadıkları gibi ekstra uzaklaşmaları, aman ergen oldu deyip iyice araya mesafe koymaları kusura bakmasınlar katlanılacak gibi değil. Babalara sesleniyorum, babalık eve ekmek getirmek değildir. Her ne yaparsan yapsın çocuğu koşulsuz sevip, kapsayıp onun her zaman kahramanı olabilmektir.
Ergenyuslara selam olsun.
(Uzm. Psikolog Betül Demirkıran)