Chobani yoğurtlarıyla ABD’de büyük başarı sağlayan Erzincanlı Hamdi Ulukaya’nın başarı hikayesini merak ediyorsanız doğru yerdesiniz…
2007 yılında piyasaya sürülen Chobani yoğurtlarıyla büyük bir başarı yakalayan Hamdi Ulukaya, şu anda yaklaşık 2 milyar dolarlık servetin sahibi bir girişimci.
1972 doğumlu Ulukaya, Chobani’yi kurmadan önce New York’ta mütevazı bir mandıra işletiyordu. Ulukaya şimdiyse ABD’nin yoğurt kralı.
Balkan dillerinde “çoban” anlamına gelen Chobani yoğurt nasıl ortaya çıktı? Erzincanlı girişimci ABD’de bu denli büyük bir başarıyı nasıl sağladı? Bu soruların cevapları yazımızda saklı:
Hamdi Ulukaya ABD’ye dil okulu için gitti.
“Yoğurt ve peynir üreten mütevazı bir aileden geliyordum. Ankara Siyasal’da okurken dil eğitimi almak için ABD’ye geldim. Ancak Amerika’da bulunduğum süre içinde marketlerde satılan yoğurtların berbat olduğunu gördüm ve yoğurt üreten bir aileden geldiğim için bunun bir iş fırsatı olabileceğini fark ettim.”
Satılık mandıra ilanı kaderini değiştirdi.
Bir gün satılık mandıra ilanı gören Ulukaya, bu ilanı ilk anda pek umursamamış. Ancak ertesi günlerde bunun büyük bir fırsat olabileceğini düşünerek mandırayı satın almaya karar vermiş. Tam 5 ay boyunca finansman bulmak için uğraşarak fabrikayı Kraft Foods’tan satın almış. 1 milyon dolardan daha az bir bütçeye satın alınan fabrikaya ABD’nin KOSGEB ayarındaki bir kurumu da fon sağlamış.
“Çevremdeki herkes benim delirdiğimi düşündü. Herkes koskoca Kraft Foods bu mandıranın iş yapacağını düşünse satar mı hiç? diye düşünüyordu. Ancak ben bu işi hakkıyla yapabileceğimi bildiğim için satın aldım mandırayı.”
Chobani yoğurdun tarifini bulmak 18 ay sürdü.
“Tarifin mükemmel olmasını istiyordum, zira başarılı olmak için tek bir ihtimalim vardı.” diyor başarılı girişimci. Başlangıçta sadece 6 çalışanı olan şirketin şu an 2000 personeli bulunuyor.
Süpermarketlerin yoğurt satmasıyla Chobani patladı.
Chobani kurulduğu günden itibaren özellikle küçük marketlerden sürekli sipariş alıyordu, ancak esas patlama 2009 yılında ABD’de Wholesale Club ve Costco gibi devasa süpermarket zincirlerinin Chobani yoğurt satmasıyla gerçekleşti.
“Siparişlere yetişmekte güçlük çekiyorduk, ancak durumun böyle olacağını içten içe biliyordum. İyi bir şey ürettiğimizin farkındayım. Koca bir fabrikayı, iş yapmadığı gerekçesiyle satan büyük bir gıda şirketinden alıp ona can verdik. Yeni bir bakış açısıyla büyük bir başarının elde edilebileceğini herkese gösterdik.”
Sosyal medya, Chobani’ye büyük katkı sağladı.
Wall Street Journal’e verdiği açıklamada Türk girişimci Hamdi Ulukaya şöyle diyor: “İnsanlar arayıp yoğurdu çok beğendiklerini, eşe dosta mutlaka tavsiye edeceklerini söylüyorlardı. Başlarda reklam ve tanıtım için bütçemiz olmadığı için sosyal medyayı kullanma fikri belirdi bende. Blog yazarlarına, Twitter fenomenlerine vs. ulaşarak yoğurdu tanıtmalarını istedik. Ülke genelindeki festival ve panayırlara insanların tatmaları için kamyonlarca yoğurt gönderdik.”
Çocuklara özel yoğurt da üretiliyor.
Chobani’nin Champions adı altında çocuklara özel yoğurtları da mevcut. Hatta bu yoğurdun reklamlarında olimpiyatlarda altın madalya alan softball oyuncusu Jennie Finch oynuyor.
Yoğurt alanında rakipsiz.
Chobani yoğurtları o kadar tuttu ki Chobani fabrikasının önceki sahibi gıda devi Kraft Foods, 2 yıllık yoğurt macerasını bitirdi. Chobani karşısında tutunamayacağını anlayan şirket, yoğurt departmanını kapatarak diğer ürünlere ağırlık vermeye başladı.
Hamdi Ulukaya her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceliyor.
“Yaptığınız işi tutkuyla sevmeniz gerekir. Zira bazen iş, pek çok fedakarlıkta bulunmanıza neden olur. Ben aile hayatımı feda ettim. İlk 2 yıl fabrikada yatıp kalktım. Hala da fabrikada zaman geçirmeyi, tüm üretim sürecini yerinde takip etmeyi severim.”
Şirketi satmayı düşünmüyor.
“Şirketi satın almak isteyen pek çok kişi oldu. Şahane tekliflerle geldiler, ancak hepsine hayır dedik. Çünkü yaptığımız işi seviyoruz. Bu işi yapmaktan büyük keyif alıyoruz. Uzun seneler boyunca Chobani’nin başında olacağımı söyleyebilirim.”
Şirketin %10’luk hissesini çalışanlara dağıttı.
Hamdi Ulukaya, iş hayatında pek rastlanmayan bir cömertlik sergileyerek 5 milyar dolar değerindeki şirketin %10’luk hissesini 2000 personeline dağıttı. Çalışanların tecrübesine ve pozisyonuna göre yapılan bu işlem sonucu bazı personeller 1 milyon dolarlık hisse senedine sahip oldular. Bu bağlamda çalışanların şirkete olan bağlılıklarının arttığını ve işlerini daha çok severek yapacaklarını söyleyebiliriz. %10’luk bir hisse dağıtımı karşılığında şirketin uzun yıllar boyunca sektörde bir numara olacağını söylemek de yerinde olsa gerek.
(Alıntıdır)